7 Mart 2014 Cuma

8 Mart Dünya İnsanoğlu Utanç Günü


8 Mart 1857 'de ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000'i aşkın kişi katıldı. Bu olaydan sonra Dünya Kadınlar Günü her yıl 8 Mart'ta kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür.”
         Evet başlık biraz iddialı gibi duruyor farkındayım. Peki sizce bir ırkın erkeğinin tarih boyunca
sahip olduğu fiziksel güçten ötürü ezdiği dişisine yıllar sonra hürmet duyarak özür babında bir gün hediye edip doğurganlığını, emekçiliğini takdir etme ihtiyacı duyması oldukça trajikomik değil midir? Bence gayet trajikomiktir, hatta ben bir uzaylı olsaydım ve 8 Mart'ta dünyayı ziyarete gelseydim insanoğlunun geldiği seviye için önce onu alkışlardım (çünkü malum karşı cinslerden biri diğerinin değerini geç de olsa anlayabilmiş) sonra da takdir edersiniz ki acırdım.
    Aslında burada olay dişi ya da erkek üstünlüğünden ziyade bir ırkın yaptığı cinsiyet ayrımcılığını bariz bir şekilde açığa vurmasıdır. Tarih boyunca her ırkta ve her canlı türünde güçlünün güçsüzü ezdiği su götürmez bir gerçektir tabii buradaki güç kavramı aslında sadece biyolojiktir, fizikseldir ve gelişmemiş ırkların cinsiyet ayrımı gözetmeden birbirlerine üstünlük sağladığı yegane kozudur. Cinsiyet ayrımı gözetmeksizin dedim çünkü karadul örümceğini bilirsiniz dişisi çiftleşmeden sonra erkeğini yediği için karaduldur. Karadul erkeğini acımadan yer çünkü çiftleşme sonrası zevkten dört köşe olmuşluk onda acil protein ihtiyacı doğurur ve protein ihtiyacını kendisinden 20 kat küçük hemen yakınındaki erkeğini yiyerek karşılar.
       Uzun lafın kısası ilkel ırklar içinde fiziksel gücü olan cins daima diğerini ezer ve yaşamını sürdürmeye çalışır. Bu Darwin'in Türlerin Kökeni' nde yayımladığı doğal seçilimi de destekler niteliktedir. Her ne kadar doğal seçilim teorisi türler arası gücü ele alsa da tür içindeki cinsiyetler arasında da sosyal statü açısından bir doğal seçilim olduğu apaçık ortadadır.
      Şuan etrafımızda gördüğümüz en gelişmiş ırk her ne kadar insan olsa da ve insanoğlu doğadaki tüm canlıların içinde kadınının değerini anlayacak seviyede kendini geliştirmiş olsa da evrenin herhangi bir noktasında bulunan herhangi galaksisinde daha ileri seviyedeki başka bir ırkın bu aşamaları çoktan geçtiğini düşünüyor ve Dünya'da da yaklaşık 2bin yıl sonra kadının geçmişte yaşadığı ezilmişliğinin bir sembolü ve özrü olan "Dünya Kadınlar Günü"'ün unutulacağına inanıyorum. Hatta 2 bin  yıl sonraki Dünyada bir bayana " ya sizin gününüz varmış biliyormuydun?", "eskiden insanlar Dünya Kadınlar Günü mü kutluyormuş anne?" tarzı sorular soracaklarını da hissedebiliyorum. Belki böyle Türkçe sormayacaklar "zzztt bzzt" şeklinde yeni bir robot diliyle sorarlar ama olsun sonuçta soracaklar.
    Ya da tüm dünyayı şuanda bir ülkeyi yöneten aşağıdaki zihniyet yönetirse bu soruların hiç biri sorulamayacak o da ayrı tabi..

"Bir tane 'kız' mıdır,'kadın' mıdır bilmem"
                             Bir ülkenin başbakanı (bir bayana ithafen)
"Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek"
                            Bir ülkenin maliye bakanı
"Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor"
                            Bir ülkenin bir partisinin genel meclis üyesi
"Evdeki işler yetmiyor mu?"
                            Bir ülkenin orman ve su işleri bakanı kendisinden iş isteyen kadına espirik yapmış
"Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün.Anası ölsün"
                            Keşke bunu bir başkan demeyeymiş iyimiş o ülkede bunu seçenlere acıdım