6 Ocak 2017 Cuma

Bir Alsace Masalı -Colmar


Herkese merhaba,
Uzun zamandır ara verdiğim blogumda bu sefer sizlerle bir masal diyarını paylaşmak istedim. Küçüklüğümüzde tarih kitaplarında okuduğumuz, Almanya ve Fransa’nın sürekli el değiştirdiği paylaşılamayan yer olarak hatırlarımızda yer tutan nam-ı diğer Alsace-Lorraine, büyüklüğümüzde artık benim için ucu bucağı olmayan üzüm bağlarıyla çevrili bir şarap diyarı oluvermişti.

Bir bölge hem Noel'in başkenti hem şarap diyarı olunca bir türlü paylaşılamamasına hak vermek gerek. Hatta o kadar paylaşılamamış ki bu olay gitgide büyümüş ve iki ülke arasındaki anlaşmazlık 1.Dünya Savaşı'nın özel sebeplerinden biri oluvermiş. Neyse ki onca savaşa rağmen bölgenin tarihi dokusuna hiç zarar verilmemiş ve sürekli el değiştirmenin neticesinde bölge halkı artık Almancanın bir lehçesi olan Alsacien diye bir dil konuşmaya başlamış.
Colmar Masalı- Rue De Commarcante (Tüccarlar meydanı)

Biz yılbaşını kutlamak için bu bölgenin başkenti sayılan Strasburg'u seçtik tabii öncesinde Colmar kasabasına uğrayacaktık. İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı'ndan İsviçrenin Basel havaalanına 2:45 saat civarı süren yolculuktan sonra (sevgili Pegasus'un default 1-2 saatlik rötarını hesap dışı tutarsak tabiiki) sonunda Basel'e iniş yaptık.

Basel havalanı tam İsviçre-Fransa-Almanya'nın ortasında yer alıyor ve havalanından 3 farklı ülkeye çıkış noktası bulunuyor. Biz bunun için Fransa çıkış noktasını kullandık. Çıkışın hemen dibinde bulunan otobüs durağından 11 nolu otobüse binip tren istasyonuna geçtik. Bu otobüsten tren istasyonu yaklaşık 10dk sürüyor ve yolculuk için kişi başı 2.5 Euro verdik.

Tren seferleri saat başı yapıldığı için gitmeden önce internetten online bilet almaya gerek duymadık. Tren istasyonunda direkt bilet gişesinden Colmar biletlerimizi aldık (kişi başı 13Euro). Basel'den Colmar'a 25dk süren yolculuğun ardından artık Colmar'a varmıştık. Tren haritada çizdiğim siyah noktalı hat üzerinden gidiyor, arada sadece Mullhouse istasyonuna uğruyor. 

Colmar istasyonu'nda indikten sonra yaklaşık 10dk'lık bir yürüyüşün ardından kasabanın merkezinde bulunan otelimize varıyoruz. Biz Ibish Colmar Center'da kaldık, otel her yere yürüme mesafesinde ve temiz, eğer buralara gelmeyi düşünürseniz tavsiye ederim.

Tren istasyonundan otele yürürken yol boyunca bize eşlik eden üzerine kırağı düşmüş ağaçlar.
Otelimize yerleştikten sonra kasabayı keşfe çıktık. Bu kasaba adeta Hansel ile Gratel ‘in masalındaki şekerden evlerin bir yansımasıydı. Aralık sonu olduğu için hava oldukça soğuktu. Termometre her nekadar -3'ü gösterse de hissedilen -7 filandı.

30 Aralık Colmar Christmas marketlerinin son günüydü, bu sayede hem daha az kalabalık vardı hem de artık Türkiye'deki pazar mantığı gibi hediyelikler yiyecekler daha ucuzdu. (Mesela bir tezgahta normalde tanesi 1Euro olan ünlü alman çöreği bretzellerden son akşam diye aynı fiyata 4 tane verdiler bitsin diye biz de kıramadık aldık tabiiki)

Aralık ayı boyunca Colmar'da 5 tane Christmas market kuruluyor. Akşamları kasabanın tüm merkezi noktalarında renkli ışıklandırmalar ,bazı evlerinde de ışık gösterileri oluyor.

Christmas Market'teki bir hediyelikçi.
Christmas marketlerde biraz ısındıktan sonra Colmar'ın en ünlü meydanına doğru yürümeye başlıyoruz. Kasaba ufak olduğu için yürüyerek her yere ulaşım sağlayabilirsiniz.

Christmas Market'te ilgimi çeken renkli kekler ve makaronlar.
Le Petit Venice (küçük Venedik) Colmar'ın en ünlü meydanı, Christmas pazarlarının ilk yoğunluğunda burada fotoğraf çektirmek için insanların birbirini beklediği oluyormuş. Yılbaşına bir gün kala gelmenin kalabalık konusunda da avantaj sağladığını görüyoruz.
Gece ışıklarıyla Le Petit Venice
Le Petit Venice'i köprünün hem sağından hem solundan göstermek istedim. Colmar'ın bu nehir üzerinde yaşayan sakinleri kayıklarla evlerine ulaşım sağlıyormuş, bu yüzden burayı Venedik'e benzettiklerinden adı Le Petit Venice olmuş.
Le Petit Venice 'in karşısı
İlk paylaştığım fotoğraftaki meydandan Rue De Commarcante'ye (Tüccarlar caddesi) girince hemen ilerisinde Colmar'ın en eski binasını göreceksiniz.
Colmar'ın en eski binası Fister Evi 1537'de yapılmış.

Sokaklarda gezerken böyle allı morlu bir bahçeye denk geliyoruz. Adeta Hogwartsvari bir bina önünde büyük bir bahçe ve bahçenin etrafındaki yolu modern şekilli sokak lambalarıyla donatmışlar. Colmar'ın akşam keşfi bizim için bu bahçeyle son buluyor.
Le Petit Hogwarts (bu ismi ben uydurdum tabiki :)

Sabah erkenden uyanıp Colmar’ı bir de gündüz gözüyle görelim diyoruz, yılbaşının ilk sabahı olmasından mütevellit in cin uykuda yalnız iki yoldaş uyanık biri biz biri de serseri kaldırımlar diyip yola koyuluyoruz.
Gündüz Le Petit Venice
Gündüz gözüyle çektiğimiz resimlerde Le Petit Venice'e giden yolda geleneksel evlerin otellere dönüştürüldüğü sokağı görüyoruz.
Le Pettit Venice Apartments
Eğer bir gün siz de buraya seyahat etmeyi düşünürseniz size birkaç faydalı bilgi daha vermek isterim. Öncelikle her seyahatte benim gibi internet satın alamayacak durumdaysanız offline harita konusunda çok başarılı CityMaps2Go mobil uygulamasını telefonunuza indirip listenize Alsace France'yi ekleyebilirsiniz. Dil açısından genel olarak çoğu restoran ingilizce menü yapmamış bu yüzden yine offline kullanabileceğiniz Dict.Land Fransızca-Türkçe sözlük uygulamasını indirebilirsiniz. Menülerde en azından yemek seçerken doğru seçimler yapmanızı sağlayacaktır. Yeme- içme konusuna gelecek olursak biz hemen meydanda bulunan Brasserie Schwendi'de akşam yemeğini yedik. Menü fiyatları genel olarak; kadeh şaraplar 3-5 Euro arasında, şişe 15 eurodan başlıyor ana yemekler 12-22 euro arasında değişiyordu.
Colmar'ın sıcak şarap bardağı
Christmas marketlerde satılan sıcak şaraplar (beyaz-kırmızı) iki çeşitti. Sıcak şaraplar her tezgahta farklı resimli hatıralık saklayabileceğiniz plastik Colmar bardağıyla ikram ediliyor ve bir bardak sıcak şarap bazı tezgahta 3euro bazısında 4euro şeklinde değişiyordu.
Burada da halinden memnun ben'i görüyoruz.
Ulaşımı oldukça kolay olan bu kasabaya kışın noel arifesinde giderseniz christmas marketleriyle, süslü evleriyle ve renkli ışıklarıyla gerçeği masala çeviren bir Colmar ile karşılaşırsınız; bahar ayında giderseniz güneşli çiçekli tekne turu yapabileceğiniz aynı zamanda etrafındaki köylerde şarap turlarına çıkabileceğiniz bir Colmar'la karşılaşırsınız. Biz tercihimizi şimdilik 1.sinden yana kullandık. Umarım bir gün bahar mevsiminde üzüm bağlarını gezip Alsace köylerinin şarap rotasını tamamlamak da nasip olur.

Hiçbir meydanı süslemeden boş bırakmamışlar.

Son olarak kapanışı açılışı yaptığım meydanın gündüz haliyle gerçekleştiriyorum ve Colmar gezimize noktayı koyuyorum. 

Tüccarlar meydanı uykuydayken..
Colmar’ı hem gece hem gündüz gözüyle gördükten sonra yılbaşı akşamını geçirmek üzere Strasbourg’a doğru yola çıkıyoruz. Onu da sizlerle bir sonraki yazımda paylaşacağım. 
Sevgiyle kalın :)

Özge ATASEVEN